Hatırlıyorum ortaokuldayken abdullah diye bilgisayar sapığı bi arkadaşım vardı. Adam ayda bir bilgisayarını bilerek bozar, sonra tekrar format atardı falan yani o derece. Dikkat ederseniz "bilgisayarı bozar" şeklinde bi ibare kullandım, halbuki eminim aponun yaptığı şey bilgisayarı bozmak değildir, kesin başka bi adı vardır onun bilgisayar sapıkları camiasında ama ben bilmiyorum ona ne dendiğini. Neyse işte ben de ne zaman bilgisayarım hakuttet (şu an uydurdum bunu, bozulmak terimi yerine) olsa hemen telefona sarılır apoyu arardım "yetiş yiğidim" diye. Hiç kendim kurcalamazdım iyice hakuttet olur falan diye. Sonra apo gelir bişeyleri söker takar, bi skim bişeyler yükler düzeltirdi, ben de içimden "vay haminoyum nepçim biliyo herif be" diye iç geçirirdim.
Velhasılı kelam böyle böyle, ellemeye ellemeye iyice odun gibi bi insan oldum bu mevzularda maalesef. Şimdi bakmayın bu blogda yapıyorum bişeyler, kayan yazı bilmem ne ama bunlar zaten hazır kodlar olum, ordan kopyala buraya yapıştır, tırt yani, kandırmaca hep.
Bazen diyorum gideyim bi kursa javadır mavadır anasını ağlatayım, sonra para bile kazanılır bu işten diye gaza geliyorum ama 2 saniye sonra dizginliyorum kendimi, "bozulur olum" diyorum, "elleme bırak" diyorum, vazgeçiyorum.
Bi de benden de az bilen (yani bilmeyen) birini bulunca da acaip övüyorum yaptığım şeyleri. Mesela demin hiç utanmadan Uğurum'a bu kayan yazı muhabbetini falan benim yaptığımı biraz böbürlenerek anlattım, sonra böbürlendiğimi farkedip sustum, pis gibi hissettim kendimi.
Şu an bu satırları yazarken yine acaip gaza gelmiş vaziyetteyim ama senin okuduğun esnada eminim yine vazgeçmiş, yine bilgisayarla ilişkisi yutupta bi video bulup ağzını ayıra ayıra gülmek veya fifada gol atıp evde coşmak olan bi insan olacağım aha da buraya yazıyorum, yazdım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder